Gelişimsel Oyun Terapisi, 1970 yılında Viola Brody tarafından oluşturulmuştur. Bir diğer adı Gelişimsel Temas Terapisi olup Türkiye’de yaygınlıkla Dokunma Terapisi olarak bilinmektedir. Austin des Lauriers, Martin Buber ve Janet Adler bu terapinin gelişimine fikirleriyle öncülük eden isimlerdir. Austin des Lauriers, çocuğun kendi bedenini bir başkasının ona temas etmesi yoluyla fark etmesini “bedensel benlik” olarak isimlendirmiş ve bunun “psikolojik benlik” gelişiminin başlangıcı olduğuna inanmıştır (Lauriers, 1962 akt. Brody, 2006). Benzer şekilde Martin Buber “benlik hissi, başkalarıyla karşılaştıkça gelişir” ve “ ‘Ben’ asla kişinin tek başına yaptıklarının ürünü değildir” ifadeleriyle benliğin doğması ve gelişmesi için ‘Ben-Sen’ karşılaşmasının mutlaka gerekli olduğunu vurgulamıştır (Buber, 1958 akt. Brody, 2006). Fizyoterapist Janet Adler ise bireyin bir şeyi görebilmesi için önce görülen olmayı öğrenmesi gerektiğini savunmuştur (Adler, 1981 akt. Brody, 2006).

Gelişimsel Oyun Terapisi; dokunma/temas yoluyla kurulan ilişki ile, çocuğun bir “ben” olarak kendisini tanıyarak sağlıklı bir benlik edinmesini destekleyen terapi yaklaşımıdır. Gelişimsel Oyun Terapisinde “doğru dokunuş” ile bir çocuğun temas edilmiş hissetmesini ve kendi bedensel uyarılarını fark etmesi sağlanır.

Bir bebeğin doğduğu ilk andan itibaren görülme ihtiyacı vardır ve bunu ilk kez ebeveynlerinin dokunmasıyla deneyimleyebilir. Bu ilk temasın nitelikli ve sürekli olması, çocuğun ebeveyni ile güvenli bağlanma kurmasına olanak sağlar. Çocuğun bedeni hayatı boyunca bu temas ve güvenli bağlanma yoluyla oluşan iyi anıları taşır ve yetişkinlik döneminde diğer insanlarla olan iletişiminin kalitesini de şekillendirir. Bazı çocukların erken dönemde dokunulma ihtiyaçları; travmatik deneyimler, sosyo-ekonomik koşullar, ebeveynlerin ruh sağlığı durumları ya da ebeveynlik becerilerinin yetersizliği, kültürel tutumlar gibi nedenlerden dolayı karşılanamayabilir.  Fakat beden tam olarak neye ihtiyaç duyduğunu bilir, mahrumiyet duyduklarını unutmaz ve o boşluk sürekli doldurulmayı bekler (Miller, 2015).

Beynin büyük bir kısmı erken yaşta geliştiği için anne babalarımızın bize nasıl baktığının, beynin gelişiminde çok önemli bir etkisi vardır (Perry, 2015). Yaşamlarının ilk üç yılında sabit bir bakımveren ile kalıcı ilişkiler geliştirmesine fırsat verilmeyen çocukların, diğer insanlarla normal ve sevgi dolu ilişkiler kuramadığı ve buna bağlı olarak beyin gelişimlerini tamamlayamadıkları bilinmektedir. Beyin sapı, beynin ilk gelişen bölümüdür ve vücut sıcaklığı, kalp atışı, kişinin yürüyüş ritmi gibi en basit kalıpsal özellikleri ve vücudun stres tepki sistemlerini  düzenleme görevi görür. Beynin bu bölümü dokunmaya ve ritme tepki vermekte olup bu bölümü harekete geçirmek için fiziksel şefkat gerekmektedir (Perry, 2015). Bu nedenle dokunma duyusu doğumdan itibaren en gelişmiş olan duyudur. Kucaklama, okşama gibi ten tene temasın beyinde duygusal ve hormonal tepkilere yol açtığı ortaya konulmuştur (Olausson ve ark., 2002). Bir kalıba bağlı ritimler ve tekrar eden işitsel, titreşimli ve dokunsal sinyaller ile beynin stres tepki sistemleri düzenlenerek çocuğun strese bağlı sorunlarının azaltılması mümkündür.

Gelişimsel Oyun Terapisi ile terk, yetersiz ebeveynlik, ailenin sosyo-ekonomik yetersizliği, ebeveynlerin sağlık sorunları gibi çeşitli nedenler ile devlet koruması altına alınmış olan çocukların güvenli bağlanma kurmaları, benlik gelişimlerinin desteklenmesi ve strese bağlı ruhsal ya da davranışsal sorunlarının azaltılması hedeflenmektedir.

Gelişimsel Oyun Terapisinin Fayda Sağladığı Çocuklar

  •     Normal Çocuklar
  •     Otizmli Çocuklar
  •     Bağlanma Temelli Problemleri Olan Çocuklar
  •     Fiziksel ve Cinsel Tacize Uğramış Çocuklar
  •     Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocuklar
  •     Yıkıcı Davranış Bozukluğu Olan Çocuklar
  •     Gelişimsel Kimlik Bozukluğu Olan Çocuklar